ÇOCUK ENDOKRİNOLOJİSİ VE DİYABET DERNEĞİ

Dr. Erdal Kurnaz Rapor (2023)


ÇOCUK ENDOKRİNOLOJİSİ VE DİYABET DERNEĞİ YURT DIŞI PROJESİZ DESTEK KURULU’NA

Ad Soyad: Erdal Kurnaz

Merkez: Bristol Royal Hospital for Children/Bristol/England

Program: ESPE Clinical Fellowship

Kalma Süresi: 3 ay (1.12.2022-3.3.2023)

ESPE Clinical Fellowship kapsamında 2022 yılında Bristol Royal Hospital for Children hastanesine kabul edildim. Hastane İngiltere'nin güney kesimine ve Galler’e yakın olması sebebiyle buradan başvuran hastalara hizmet veriyor.

Klinikte konsültan hekim pozisyonunda Dr. Elizabeth Crown (klinik sorumlusu), Dr. Christine Burren, Dr. Dinesh Giri (Mentorum), Dr. Toby Candler, Prof. Julian Shield görev alıyor. Ayrıca Dr. Sumana Chatterjee, Dr. Alaa Baioumi pediatric clinical fellowship pozisyonunda, Dr. Proteek Sen ve Dr. Diksha Shirodkar 1 yıllık sözleşme ile clinical fellowship pozisyonunda ve Dr. Daniel Leach kıdemli pediatri asistanı pozisyonunda çalışmaktaydı. Süremin bitmesine yakın Dr. Sumana Chatterjee süresini bitirdi ve aynı hastaneye konsültan hekim olarak kabul edildi. Pediatrik diyabet hemşireleri dışında, endokrinoloji alanında uzmanlaşmış Nicky Nicoll, Becky Mayers, Ian Tucker, Ruth Elson çalışıyordu. Çalışmaya başladığım dönemin başında uzman hemşire Ruth Elson emekli oldu ve sonrasında ücretli olarak endokrin testleri yapmak üzere hastaneye gelebiliyordu. Uzman hemşireler pazartesi online toplantılarına katılıyordu. Salı günleri poliklinik muayenesi öncesinde hastaların boy ve kilo ölçümleri, kullandığı ilaçları kontrol edip bilgisayar sistemine kayıt ediyorlardı. Çarşamba, perşembe, cuma günlerinde endokrin testlerini yapıyorlardı.

Çalışma programı:

Pazartesi: Öğleden önce yatmakta olan servis hastaları o haftaki konsültan ve fellow hekimler tarafından görülüyordu. Çalışma düzenine göre diğer konsültan hekimlerde vizite katılabiliyordu. Hastalar genelde farklı servislerde yatıyordu. Öğleden sonra online şeklinde bölüm toplantısı oluyordu (özellikle pandemiden sonra online halinde devam ediyormuş). Toplantıya tüm konsültan hekimler ve diğer fellow ve kıdemli asistan hekimler ile endokrinoloji kliniğindeki uzman hemşireler katılıyordu. Bu toplantıda yatan hastaların klinik özeti, bir önceki haftada yapılan endokrin testler ve haftalık çalışma düzeni konuşuluyordu. Toplantı yaklaşık 2-3 saat sürüyordu.

Salı: Konsültan ve fellow hekimler salı günleri genel endokrinoloji polikliniği yapıyordu. Poliklinik sonrasında online toplantı ile hastalar tartışılıyordu. Konsültan hekimler sadece öğretici veya ilginç gördükleri hastalardan bahsediyordu. Fellow hekimler ve kıdemli asistanlar muayene ettikleri hastaları ve tedavilerini toplantıda anlatıyor, konsültan hekimlerin önerilerini alıyorlardı.  

Çarşamba ve perşembe günleri: Bir fellow hekim yatan hastaları görüyor ve konsültan hekime danışıyordu. Gerek görülen hastalar beraber değerlendiriliyordu. Diğer bir fellow, uzman hemşire ile endokrin testlerini yapıyordu. Bir hemşire o günkü sadece bir testti yapıyordu, eğer farklı hasta var ise başka bir hemşirede o testi yönetiyordu. Perşembe günleri öğleden sonra diyabet kliniği yapılıyordu. Dr. Crown erişkin endokrinoloji doktoru ile ayın bazı günleri beraber poliklinik yapıyor, erişkin bölümüne devir edecekleri hastaları beraber değerlendiriyor ve bilgilendiriyordu.

Cuma: Benzer şekilde yatan hastalar bir fellow tarafından izleniyor, bazen de bir fellow tarafından endokrinoloji testi yapılıyordu. Eğer poliklinik muayenesi dışında daha sık gelmesi gereken veya acil görülmesi gereken hasta varsa (örneğin yenidoğan döneminde TFT kontrolü gibi) endokrin testlerin yapıldığı bölümdeki poliklinik muayene odalarında hasta kabul ediliyordu. Hastanedeki poliklinik odaları Salı, Perşembe günleri endokrinoloji bölümü tarafından kullanılıyordu, diğer günler ise bu odalar başka bölümlere poliklinik hizmeti için tahsis ediliyordu. Ayın bazı günleri osteogenezis imperfekta, Duchenne muskuler distrofi, obezite polikliniği yapılıyordu. Ayrıca hekimlerin bir kısmı çevre hastanelerde bazı günler poliklinik hizmetini yürütüyordu. Örneğin benim mentörüm cuma günleri başka bir hastanede poliklinik hizmetini yürütüyordu.

Hastalara ayrılan zaman, Türkiye’deki durumla kıyaslandığında fazla idi (günde 8-10 hasta görülüyor). Hastanın muayenesi bittikten sonra her bir hasta hakkında bilgilendirme mektubu aile hekimine (General practitioner=GP) yazılıyordu. İlgili hekim, muayenesi tamamladıktan sonra hasta muayenesini, uyguladığı tedavi ve sonrasındaki planını sisteme ses kaydı şeklinde aktarıyordu (Örneğin olympus voice recorder gibi). Hekimler voice recorder’a birkaç dakikada hasta ile ilgili bilgileri aktarıyordu. Böylece diğer hasta muayenesi için zaman kazanıyorlardı. Bölümde bulunan sekreterler (genelde native speaker) aynı zamanda voice recorder’ın yazı haline dönüştürebildiği metni ve ses kaydını kontrol edip, gerekli düzeltmeleri yapıp hasta ile ilgili letter'ı aile hekimine gönderiyordu. Hastaların eski fizik muayene bulgularına ve tedavilerine bu mektuplar üzerinden ulaşılabiliyordu.

Poliklinik sırasında hastalıklar, sosyal konular konuşulmakta ve genel muayeneleri yapılmaktaydı. Hastadan muayene için izin alınmakta ve tüm sorulara cevap verilmekteydi. Her hastanın aile hekimi ya da diğer çocuk poliklinikleri tarafından kaydedilen, bilgisayar sistemindeki büyüme eğrilerinde işaretlenen antropometrik ölçümlerine ulaşmak mümkündü.

Endokrin izleminde ise tüm kontrollerde ölçümler uzman hemşire tarafından yapılmakta, yine bilgisayar sistemine işlenmekteydi. Hastaların sonuçları hekimler tarafından değerlendirildikten sonra gereken hastalar (tedavi değişikliği, ek tetkik isteği, daha yakın izlem planı vb.) telefonla aranarak bilgilendirilmekte, hastalar sonuçları öğrenmek için polikliniğe tekrar gelmiyorlardı.

Burada bulunduğum süre içerisinde Türkiye'de pediatrik endokrinoloji alanındaki uygulamaların benzer olduğunu söyleyebilirim. Bazı yaklaşımlar açısından farklılık vardı ancak bu farklılıklar kabul edilebilir düzeydeydi. Özellikle hastaların muayene öncesi boy kilo ve kullandığı ilaç bilgilerinin uzman hemşireler tarafından sisteme aktarılması konsültan hekimlere zaman kazandırıyordu. Benzer şekilde diyabet polikliniği yapıldığında hastalar hekimler, hemşireler, diyetisyenler ve psikologlar tarafından ayrı ayrı farklı odalarda değerlendiriliyordu. Perşembe günleri tüm hastaların muayenesi tamamlandıktan sonra poliklinikte bir odada yüz yüze olacak şekilde tüm olgular tartışıyordu. Böylece fellow hekimler ve kıdemli asistanlar uygulamaları yakından öğrenebiliyordu.

Sosyal Faaliyetler: Bristol küçük ve şirin bir şehir. Şehir içerisinden büyük bir ırmak geçmekte. Bristol sokaklarında yürürken özellikle kebap işi ile uğraşan birçok Türk’e rastlama şansınız çok fazla. Bristol'ün en çok kullanılan simgesi Clifton Suspension Bridge, Avon Nehri üzerinde. Bu köprü tarihi, estetik, ihtişamlı, mühendislik ve mimari harikası bir asma köprüdür. Bulunduğum süre içerisinde bu tarihi eseri görme ve bol bol şehri gezme şansını yakaladım. Bristol kara yolu ile Londra'ya 2-2,5 saat uzaklıkta. Bulunduğum süre içeride Londra'daki tarihi ve turistik yerleri gezdim.

Sonuç: Bristol Royal Hospital hastanesinde geçirdiğim 3 ay benim için çok farklı bir deneyim oldu. Ülkemizde pediatrik endokrinoloji alanında ki uygulamaların İngiltere’deki uygulamalara benzer olduğunu söyleyebilirim. Bazı farklı yaklaşımlar vardı, ancak bunun kabul edilebilir düzeyde olduğunu düşünüyorum. Ancak genel endokrinoloji, diyabet, obezite vs. gibi hastalıkların farklı poliklinik günlerinde değerlendirilmesi, diyabet alanı dışında endokrinoloji alanında da uzman hemşirelerin bulundurulması gibi konular kendi sağlık sistemi ve camiamız içinde tartışılabilir diye düşünüyorum.

Bu süreçte bana verdiği destekten ötürü Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Derneği’ne ve Etlik Şehir Hastanesi çocuk endokrinoloji bölümündeki mesai arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Saygılarımla

Dr. Erdal Kurnaz                                                                                        23/07/2023